29 Nisan Pazartesi 2024
3 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Son zamanlardaki saldırılarla ülkücü hareket arasında bağ kurmak zorlama bir isnattır

Serok Ahmet yalancıdır, yandan çarklıdır. Kılıçdaroğlu yalan bataklığındadır. Beni üzen asıl konu ise hemşire Gülnaz Şırınga isimli hemşirenin adına yapılan şikayettir. Bu kardeşimizi yakalayan bir grup darp etmişler, daha sarsıcı olanı da komaya sokmuşlar. Hayret ettim. Şu anda yoğun bakımda hayatta kalmaya çalışıyor. Gülnaz Şırınga'ya ve yakın mesai arkadaşı Gülendam Enjektör ‘e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bundan sonra daha dikkatli aşı yapacaklarına ayrıca inanıyorum. Şaka bir yana tuhaf günlerden geçiyoruz. Parodi haberi gerçek eden utanmaz simalar ne kadar çoğaldı. Parodi haberi sunan gazeteciye şunu söylüyorum: Nefret insan sağlığına zararlıdır. Her kim nasıl bakıyorsa öyle görür. Kötü söz sahibine döner ve hatta rezil eder. Sokağı da biliriz, siyaseti de biliriz. Nerede nasıl davranacağımızı yalnızca biz biliriz.

3 yıl önce

Devlet Bahçeli'den Kati Piri'ye tepki: Herkes kendi önünden yemelidir, kimse bize demokrasi dersi veremez

İstanbul'da sokağa çıkan HDP milletvekillerinin eğitimle öğretimle üniversiteyle ne alakaları vardır? ABD'nin, AB'nin hatta BM'nin bu çerçevede açıklama üstüne açıklama yapması, şirret bir tezgahın varlığına işarettir. Piri'nin Boğaziçi'ndeki örgütlere sadece mizah dergilerine konu olacak bir konudur. Bu sözcünün daha 1 ay önce kongre binalarına yapılan baskını hafıza kayıtlarından çıkardığı anlaşılmıştır. Bize göre herkes kendi önünden yemelidir, kimse bize demokrasi dersi veremez. Geçen hafta Twitter bazı paylaşımlarıma sansür uyguladı, demekki doğru yoldayız. İsterse tüm mesajlarımı kaldırsanlar. Twitter'dan beğenmediği şu mesajımı hatırlatmak istiyor ve boyun eğmeyeceğimizi söylüyorum. Teröristlerin başı ezilmelidir.

3 yıl önce

Devlet Bahçeli: Bundan sonra terörle mücadele stratejisi açısından Gara öncesi ve sonrası inanıyorum ki aynı olmayacaktır

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis'teki grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Bahçeli, "Gara'da akan kan alayınızı boğacak. Bundan sonra terörle mücadele stratejisi açısından Gara öncesiyle Gara sonrası aynı olmayacaktır" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar;

3 yıl önce

Devlet Bahçeli: Gara katliamını devletin üstüne yıkma oyunu maalesef malum siyasi partilerin temel propagandası haline gelmiştir

Terörizm insanlığın ortak düşmanıdır. Terörizmin kanlı eylemleri her insan, her toplum, her ülke için en şedit hıyanet, en şeni cinayettir. Bu yüksek tehditle dişe diş mücadele insan onurunun muhafazası için milli ve tarihi bir sorumluluktur. Mesele ağırdır, çözümü şarttır. Hiçbir şey adına teröre göz yumulamaz, tarafsız ve hareketsiz kalınamaz. Bu konunun aması, ancağı, fakatı, eğeri olamaz. Aksi tutum ve davranışlar terörizme can suyu vermek, terör örgütlerinin doymak bilmez pis kursağına hizmet etmektir. Teröre sıcak ve sempatik tavırlar işbirlikçiliktir, aynı şekilde ihanete teşneliktir. Terör örgütlerinin adını telaffuz etmekten kaçınanlar, karanlık projelere figüranlık yapanlar masumlara ve mazlumlara sıkılan kurşunların tetiği ve namlusu olan rezillerdir. Gara katliamını devletin üstüne yıkma oyunu maalesef malum siyasi partilerin temel propagandası haline gelmiştir. Terörle mücadeleyi gölgelemek, bu alandaki muvaffakiyeti örselemek isteyen zillet ittifakı ağız birliği halinde ve hiç utanmadan konuşmaktadır. CHP Genel Başkanı’nın, Sayın Cumhurbaşkanımızı sorumlu gösterme çabası, İP Başkanı’nın Gara faciasında siyaset parmağı araması, üstelik her iki partinin HDP’ye en küçük eleştiri dahi yapamaması utanç verici bir çirkinlik, PKK’nın yedek kulübesi olduklarının delilidir. CHP, HDP, İP ve diğer marjinal partiler Gara’da Türkiye’nin karşısında pozisyon almış, PKK’nın safına girmişlerdir. Sabun köpüğü nasıl eriyorsa,bu partiler millet vicdanında o nispette erimiştir.Çakma devrimciler,çıkarcı yazarlar,yeteneksiz aydınlar yüzsüzce devleti suçlamışlardır Zillet ittifakı PKK’yla simbiyoz ilişki kurmuştur. HDP; CHP ile İP’i kolonileştirmiş, hatta kolon atmıştır. Karşımızdaki tablo milli güvenliğimiz için vahim bir tehlikedir. Gara’da devleti karalamak terör örgütü PKK’yı aklamak demektir. Bu dil terörist Karayılan’ın dilidir. Bilinmesini özellikle ve önemle isterim ki, Cumhur İttifakı’nın ortağı olarak şayet Gara’yla ilgili bir sorumlu aranıyorsa biz de varız, bu sorumluluğun altına seve seve girmeye hazırız. Türk devleti Gara’da hata yapmamış,hıyanete bedel ödettirmiştir. Zilletin karın ağrısı budur. Tarihsel döngü, dünyada yeni bir gücün ortaya çıktığı ve egemen güçle rekabet etmeye başladığı dönemlerde gerilimlerin yoğunlaştığını göstermektedir. Türkiye yükselen güçtür, Gara’da sadece PKK’yla değil, destek veren stratejik tehditlerle de mücadele etmiştir. Devlet yönetmek, en kötü durum senaryosuna bile hazır olmayı gerektirir. Türkiye her ihtimale, her tertip ve tuzağa, her türlü yıkım propagandasına devlet ve millet dayanışmasıyla karşı koymaya, cevap vermeye muktedirdir. Terörle mücadelede Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin değerli komuta heyetinin, kahraman askerlerimizin, polislerimizin, korucularımızın Allah şahittir ki sonuna kadar arkasındayız. İhanetin çirkin harabelerini yıkacağız, huzur ve refahın tarafı olacağız. Gara’nın karası kahramanca kazınmış, kuytudaki korkak ve zillet siyaset kalabalığı ise Türk milletinin muhteşem iradesiyle kızağa çekilmek için beklemeye alınmıştır. Gün ola harman ola, hepsi birden yel olacak sel olacak layıklarını bulacaklardır. Aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin Mübarek Regaib Kandili’ni en içten niyazlarımla birlikte kutluyor, Rabbim’den birlik, dirlik, esenlik, sağlık ve selamet dolu yıllar diliyorum. Ayrıca aziz şehitlerimizi rahmetle, hürmetle anıyor, gazilerimize uzun bir ömür temenni ediyorum.

3 yıl önce

Devlet Bahçeli: Diyeceğiniz ne varsa söyleyin, çözelim ama üniversite kapılarında terör örgütlerinin dolduruşuna gelmeyin, buna müsaade etmeyin

Bugün sizlerle sadece Türk gençliği üzerine konuşmak, görüşlerimi açıklamak istiyorum. Gelecek demek varolmak, hayata tutunma iddiası demektir. Geleneği ve geleceği arasında bağ kuramayan toplumların hazin sonlarına tarih ibretle şahitlik etmektedir. Özellikle 4 Ocak 2021'den itibaren Boğaziçi Üniversitesi'nde yeşeren olaylar Türk gençliği üzerinde oynanan oyunları yeniden deşifre etmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "genç fikirler demek, gerçek fikirler demektir" sözüyle görüşümüzü doğrulamaktadır. Biz kuşakları X, Y, Z ile ele almıyoruz. Bu ayrımın alfabenin diğer harflerine kadar ulaşacağını, buradan da sonuç çıkmayacağını görüyoruz. Gençlikten taviz vermemiz, onlara kulak tıkamamız söz konusu olamayacaktır. Düşüncesi ne olursa olsun, Türk gençliği bizim has bahçemiz, parlak yüzümüz, muazzam hazinemizdir. Biz Türk gençliğinin ruh kökünü, yüreğinde kopan fırtınalı sahilleri, kendimizi bildiğimiz kadar iyi biliyoruz. Hiç ayırt etmeksizin, her genç kardeşime elimi uzatıyor, alayını birden hasretle kucaklıyorum. Diri umutlarımızı Türk gençliği ile örtüştürdük. Bu zaman diliminde cari imkanlarımız nispetinde üzerimize düşen görevleri yerine getirmenin heyecanı ile dolduk.

3 yıl önce

Devlet Bahçeli’den gençlere: Tercihlerinizde İletişim Fakültelerini dikkate alın

MHP'ye yakın televizyon kanalı BengüTürk TV'de üst düzey görev değişikliğinin yaşandığı sırada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den dikkat çeken bir çıkış geldi. Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda gençlerden üniversite tercihlerinde iletişim fakültelerini dikkate almalarını istedi.

3 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’da açıklamalarda bulundu

Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle: "NATO şemsiyesi altında birlikte oyalandığımız bu ülkelerin asıl gayesi Türkiye'nin boyun eğmesidir. PKK, YPG cinayet ve ihanet kuklasıdır. Kuklacılar ise perdenin arkasında toplanan emperyalist kumpasçılardır. Her elini sıkanla dost her canını sıkanlar dost olma. Bize dost diye seslenen ama postumuza saman doldurmak için fırsat kollayan mihrakları biliyoruz. Saf değiliz, şuursuz değiliz, bakar kör hiç değiliz. Kim kiminle yürüyor açıkça görüyoruz. Dostumuzun da düşmanımızın da her an değişeceğinin nihayetinde devletler arasında bu çerçevede kalıcılık olmayacağının bilincindeyiz. Bizim değişmeyen inancımız şudur; Türkün Türk'ten başka dostu yoktur. " "KAHRAMAN SİLAHLI KUVVETLERİMİZ İLE ÖVÜNÜYORUM" "Yurt içi ve yurt dışında yuvalanan terör örgütüne darbe üstüne darbe vurulmaktadır. Irak'ın kuzeyindeki Metina, Avaşin ve Basyan'daki terör hedefleri havadan ve karadan ateş altına alınmıştır. Kandil'de belirlenen nokta hedeflere savaş uçaklarımız hava akını düzenlemiştir. Hava hücum harekatı ile bölgeye giden komandolarımız teröristleri, barınak ve sığınakları tek tek imha etmiştir. Hainler korkuya kapılmış, kaçacak delik aramışlardır. Ancak, korkunun ve kaçmanın ecele faydası yoktur. Ara, bul, yok et parolası ile hainlerin kanlı defteri Allah'ın izni ile dürülecektir. Bu hainlerin kanı kuruyana kadar bu mücadeleden dönüş yoktur. Kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz ile övünüyorum. Operasyondaki askerlerimizin alınlarından öpüyorum. Hepsinin yanındayız, arkasındayız, hepsine dua ediyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, tedavi görenlere şifa diliyorum. Karşımıza kim çıkarsa çıksın, teröristler ve sahipleri üzerimize kim gelirse gelsin biz bu yoldan dönersek namus bize ar olsun." MUSTAFA AKINCI'YA SERT TEPKİ: NEREYE VE KİMLERİN BATAKLIĞINA AKTIĞI AZ ÇOK BELLİ OLAN BU AHMAĞIN... "27-29 Nisan'da BM gözetiminde garantör devletlerin katılımı ile Cenevre'de yapılacak gayriresmi Kıbrıs konferansı da milli bir konudur. Egemen iki devletli çözümden başka bir yol kalmamıştır. KKTC’nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Cenevre sürecini baltalamak için devreye girmesi, ayıplı bir üslupla mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı hayasızca eleştirmesi bize göre uyuyan komünist hücrelerin harekete geçtiğinin işaretidir. Nereye ve kimlerin bataklığına aktığı az çok belli olan bu ahmağın sayın Tatar’a yönelik Cenevre’de Türkiye’nin papağanı olacak açıklaması tam manasıyla EOKA'cı bir ağızın hezeyanıdır. Ersin Tatar papağan değildir. Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarını savunan cesur bir yürektir. Türkiye ile iş birliği halinde mücadelesini sürdürüyor olmasından rahatsız duyanlar ise Türk düşmanları Rus sevdalılarıdır. Sayın Tatar’a Türkiye’nin papağını diyenler önce kendilerine bakmalı, papaz tuzaklarına nasıl düştüklerine kafa yormalıdır. Kıbrıs’ı ayak oyunlarıyla Rumların üzerine geçirmek için elinden geleni ardına koymayan Akıncı ve zihniyetine yakışan tek sıfat Rum palikaryalığıdır. Rum’un tasmasını başına geçiren vatandaızların tahriklerine aldanacak yoktur. Kıbrıs, bekadır. Aksini iddia edenler Rum’ların ve sömürgeci odakların ücretli ajanlarıdır." "BİDEN'IN AÇIKLAMASI TÜRKİYE-ABD ARASINDAKİ DİYALOG KÖPRÜLERİNİ DİNAMİTLEMİŞTİR" "Tarihimizi sorgulatmayız, milletimizi yargılatmayız, milli şerefimizi sonu ölüm bile olsa tartışmaya açtırmayız. ABD'nin yeni başkanı seçim kampanya döneminde Ermeni lobilerinin gözüne girmek için sözde soykırımı tanıyacağını duyurmuştu. Sonunda lobilerin oyuncağı diasporanın tutsağı olduğunu 24 Nisan günü tarih kinayeti işleyerek yalana sımsıkı sarılarak ispat etmiştir. Reagen'dan sonra açık seçik soykırımdan bahseden ilk başkan bu şahıs olmuştur. Biden'ın 24 Nisan 2021 tarihli yazılı açıklaması tarihe kara bir leke gibi düşmüş, Türkiye-ABD arasındaki diyalog köprülerini dinamitlemiştir. Bizim sorunumuz ABD halkı ile değil beyaz saraya çöreklenmiş zulüm bekçileriyledir. Biden hakikatten baymış bayat bir tat vermeye başlamıştır. Türk milletine sözde soykırım gölgesi düşürmek, mazisi toplu cinayetlerle ve neden olduğu insanı felaketlerle dolu olan bir ülkenin harcı değildi, hakkı değildir. Biden'ın sözde soykırım beyanı Türk milleti nezdinde hükümsüzdür. Yazılı açıklaması yalnızca kağıt parçasından ibarettir. " "1915 OLAYLARI KONUSUNDA MİLLETİMİZİN YÜZÜ AK, ALNI AÇIKTIR" "Yıllardır Türkiye üzerinde baskı ve dayatma aracına dönüştürülen 24 Nisan tarihi bizim için 23 Nisan'ın bir gün sonrasıdır. Sıradan bir gündür. Ne biliyorlarsa açıklasınlar, ellerinden ne geliyorsa yapsınlar. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Tarihimizle ters düşmeyeceğiz. 27 Mayıs 1915 tarihine karar altına alınıp 1 Haziran 1915'te uygulamaya konulan sevk ve iskan kanunu ile her zaman durur duyacağız. Dönemin milli kahramanlarını, bu millete şehadetleriyle hizmet eden asil kahramanlara şükran ve minnet duygumuzu her fırsatta göstereceğiz. Tarihi siyasi istismar konusu hale getirmek yaşanmışlıklara saygısızlıktır. 1915 olayları konusunda milletimizin yüzü ak, alnı açıktır. Telaşa kapılmamızı gerektirecek bir hatamız, bir gafletimiz veya suç dosyamız çok şükür yoktur. Tarihi vesikalar ortadadır. Arşivleri karşılıklı açarak ortak tarih komisyonu kurulsun dediğimizde kimlerin bu teklife yanaşmadığı bilinmektedir. 1915 sevk ve iskan kanunun esas nedeni milli güvenliği temin çabasıdır. "HİÇBİR ŞART ALTINDA BİR SOYKIRIM OLMAMIŞTIR" "Birinci Dünya Savaşı sürerken, sadık tebaa olarak adlandırılan Ermenilerden bir bölümünün iç işgal ve ihanet cephesi oluşturmak ve sırtımızdan hançer vurmak için harekete geçtikleri vicdanı ve okuryazarlığı olan her insanımızın malum-u alisidir. Osmanlı ordusu 1914 Ağustos ayında seferberlik ilan ettiğinde, pek çok Ermeni’nin Ruslara katıldığı, bunlar arasında Meclis-i Mebusan’dan bir mebusun dahi yer aldığı tarihi gerçeklerle ortadadır. O dönemde patlak veren Van Ermeni isyanını bastırmak ve hunhar amaçlarla teşekkül eden Ermeni komitelerini dağıtmak amacıyla dönemin hükümeti 24 Nisan 1915’te vilayetlere ve diğer mülki yönetimlere genelge yollamıştır. Bu genelgede, komite merkezlerinin kapatılması, evraklarına el konulması ve komite elebaşlarının tutuklanması talimatlandırılmıştır. Bu noktaya lütfen dikkat buyurunuz, bu talimat mucibince İstanbul’da Taşnak, Hınçak ve Ramgavar örgüt üyesi 235 kişi tutuklanmıştır. Hitamında da Sevk ve İskan Kanunu gereğince Osmanlı İmparatorluğu’nun güvenliği ve milletimizin selameti maksadıyla işbirlikçi ve ihanete teşne Ermeniler tehcire tabi tutulmuştur. Üstelik sevk boyunca her türlü ihtiyaçları karşılanmış, güvenlikleri için tedbirler alınmıştır. Hatta göç yolları üzerindeki menzillere ve istasyonlara yiyecek içecek stokları yapılmıştır. Tehcir sırasında bulaşıcı hastalıklardan, eşkıya saldırılarından, ihmallerden, kötü muamelelerden ve diğer sebeplerden kaynaklı ölümler yaşanmıştır. Fakat hiçbir şart altında bir soykırım olmamıştır." "ORTADA SOYKIRIMIN EN KÜÇÜK DELİLİ YOKTUR" "1915 olayları, İmparatorluğun kendi tebaası olan ve cephede kalan Ermenilerle diğer unsurları Sevk ve İskân Kanunu’na tabi tutarak cephe gerisine çekme işleminden başka bir şey değildir. Amerika Birleşik Devletleri bu meseleyi her sene 24 Nisan’da ele almak suretiyle Türkiye’yi baskı altında tutmaya çalışmıştır. Bu ülkenin, soykırım uygulanarak tamamen yok edilen İnka ve Kızılderililerle ilgili üç maymunu oynaması hem çuvaldızı hem de iğneyi başkasına batıran utanmazlıktır. 1818-1858 yılları arasında oluk oluk kanları dökülen Florida Seminole yerlileri bu kıyımın son temsilcileridir. Osmanlı topraklarında yaşayan yaklaşık bir milyon Ermeni Sevk ve İskân Kanunu ile Ürdün, Lübnan, Halep, Şam, Deyr-i Zor, Irak gibi yerlerde yeni hayatlar kurarken, 1918’de çıkarılmış olan “geri dönüş yasası” ile yüz binlercesi tekrar dönmüş, kalanları da kendi istekleriyle batılı ülkelere göç etmiştir. Yani ortada soykırımın en küçük delili yoktur." "TEHCİR YOLUNDA YAŞANAN KANUNSUZLUKLARIN HESABINI SORMAK İÇİN KARARLILIKLA İNİSİYATİF ÜSTLENİR Mİ?" "1915 tehcir kararına, devlet bürokrasisinin en kilit yerlerinde görev alan, kucak açılan, kardeş görülen bir topluluğun düşmanla işbirliği yapması sonucunda ihtiyaç duyulmuştur. Bu karar doğrudur. Bu karar meşrudur. Bugün olsa yine aynısı sonuna kadar uygulanmalıdır. Ermeni çeteleri beşinci kol faaliyeti içine girerek, Ağustos 1914 ile Mart 1916 arasında 124 bin Müslüman Türk’ü katletmiştir. İlerleyen yıllarda bilanço daha da ağırlaşmış, Anadolu’da bir Ermeni mezalimi yaşanmıştır. Ermeni lobilerinin amacı açıktır. ABD de bu kirli ve kinli amaca çanak tutmaktadır. Sözde 3- T politikası olarak adlandırılan; “Tanıma-Tazminat-Toprak” talepleri Türk ve Türkiye düşmanlarının ortak motivasyonu, ortak emelidir. Tehcir sırasında yaşanan ölümlerden dolayı Merhum Talat Paşa’nın kendi imzasıyla bin 673 kişi Divan-ı Harbe verilmiş, 67 kişi idam edilmiş 524 kişi hapse atılmış, 68 kişi de diğer cezalara çarptırılmıştır. Elimizi vicdanımıza koyup düşünelim, soykırım yapan bir devlet, böyle bir hukuki tasarrufa, böylesi bir iç muhasebeye gerek duyar mı? Tehcir yolunda yaşanan kanunsuzlukların hesabını sormak için kararlılıkla inisiyatif üstlenir mi? "ABD BAŞKANI'NIN 1915 OLAYLARINA SOYKIRIM DEMESİ SİYASİDİR, HUKUKİDİR" "ABD Başkanı'nın 1915 olaylarına soykırım demesi siyasidir, hukukidir, objektif ve insanı hiçbir dayanağı yoktur. Biden insan hakları evrensel beyannamesinin 11. maddesine göre nefret suçu işlemiştir. 1948 birleşmiş milletler soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması sözleşmesine atıf yaparak 1915 olaylarını bu sözleşmeyle uydurmaya çalışanlar, tarihe ve hukuka katletmiş Haçlı kalıntılarıdır. Bize göre, ABD ile ilişkiler tarihi bir kavşaktadır. S-400’ü aktif hale getirmek, F-35 projesi için ödediğimiz paraları tahsil etmek bundan sonraki ilk işimiz olmalıdır. Devletimizin ve hükümetimizin alacağı her karara desteğimiz peşinen söylüyorum sonucu ne olursa olsun tamdır. Bugün, TBMM’nin ortak bir iradeyle sözde soykırım iftirasını telin edeceğine de gönülden inanıyor ve bunu bekliyorum. Baktığımız yer Washington değil başkent Ankara’dır. Hepimiz Ermeni’yiz diyenlere açık açık sesleniyorum, sizin ne olduğunuz değil bizim sizi nasıl gördüğümüz önemlidir. Size bakınca boşluk ve hiçlik görüyoruz, ama siz bize bakınca ya Talat Paşa’yı, ya Enver Paşa’yı ya da Mustafa Kemal Paşa’yı gördüğünüzden adımız gibi eminiz. Çünkü biz Türk milletiyiz, Türkiye’yiz, tarihimizle bir ve ayrılmaz bir bütünüz." HDP'YE SERT TEPKİ: TÜRK VE İSLAM DÜŞMANI OLAN BU SOYSUZLARLA AYNI HAVAYI TENEFFÜS ETMEK BİLE GÜNAHTIR "Hepimiz Ermeni'yiz diyenlere açık açık sesleniyorum sizin ne olduğunuz değil bizim sizi nasıl gördüğümüz önemlidir. Size bakınca boşluk ve hiçlik görüyoruz ama siz bize bakınca ya Talat Paşayı ya Enver Paşayı ya da Mustafa Kemal Paşayı gördüğünüzden adımız kadar eminiz. Çünkü biz Türk milletiyiz ve tarihimizle ayrılmaz bir bütünüz. Mecliste grubu bulunan bu milletin ekmeğini yiyip, devletin ahzinesinden g3çinip saltanat süren HDP2li isimli, örgütün PKK'nın uzantısı olmasının yanında ASALA'ya da uyduluk yaptığını cümle alem görmüştür. HDP merkez yürütme kurulu 24 Nisan'daki sözde Ermeni soykırımının bu topraklarda yaşandığını adaletin de bu topraklarda sağlanması gerektiğini şerefsizce iddia etmiştir. Bu hainler korosu Türkiye'nin Ermeni soykırımı utancıyla yüzleşmesini istemiştir. Kürt kökenli kardeşlerim artık gözün açsın kararını versin. HDP'nin kökü de kimliği de Ermeni'dir. Anadolu'nun Hristiyanlıklardan arındırıldığını söyleyecek kadar Türk ve İslam düşmanı olan bu soysuzlarla aynı havayı teneffüs etmek bile günahtır. Hala demokrasi diyerek HDP'ye destek olacak var mıdır. Bu er yuvası bu ASALA temsilcisi hala faaliyetlerine devam mı edecektir? 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülmeye başlayan davanın 108 sanığı için gün yüzünü haram edecek karar çok kısa süre içinde alınmalı ve HDP'nin kapısına hukukun mührü vurulmalıdır. Bu parti görünümlü kanlı şebeke kapatılmalıdır. Bunlardan hiç kimse siyasette bulunmamalıdır. Milletimize soykırımcı diyen bu canilere Erivan'ın kapıları açıktır. Paşinyan da istifa etmiştir buyursunlar çok iyi bildikleri dağ yollarından Ermenistan'a terörist kamuflajlarını giyerek iltica etsinler. Bu devlete katliamcı diyenleri asla affetmeyiz. " KILIÇDAROĞLU'NA: HİÇ Mİ UTANMIYOR ALLAH'TAN KORKMUYORSUN? BU CHP'Yİ NE HALLERE DÜŞÜRDÜN! "CHP genel başkanı kemal Kılıçdaroğlu Biden seçildikten kısa bir süre sonra alelacele tebrik mesajı paylaşmıştı .Aynı aceleyi Biden'ın sözde soykırım açıklamasına karşı göstermedi henüz çıtını bile çıkarmadı. Dahası HDP2ye tek bir laf etmedi ,edemedi. Aynı şey İP'in başkanı için de geçerlidir. O da Biden'a şablon sözlerle suya sabuna dokunmayan ifadelerle tepki gösterdi. Döndü dolaştı aynı Öztrak gibi hükûmetin dış politikasını eleştirmeyi tercih etti. Kılıçdaroğlu'na soruyorum seni korkutan sindiren nedir? Seni soykırım suçlamasına karşı sessizliğe gömen hangi açıklarındır? Hiç mi utanmıyor Allah'tan korkmuyorsun? Bu CHP'yi ne hallere düşürdün! Kendini nasıl pazarladın, kimlere hangi sözlere aldın!" "Batsın sizin ittifakınız. Batsın sizin siyasetiniz bu kadar mı düşmansınız Türkiye ye bu kadar mı satıldınız bedelinizi en çok ödeyenlere. Suyun derin olup olmadığını iki ayağınızla test etmeye gerek yoktur. Aziz milletim onuru görün onursuzları bilin, soykırım lobisini tanıyın yarın geç olmadan zillete hak ettiği dersi verin. "

2 yıl önce

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı'nın boynuna tasma geçiremeyecek. Buna da hiçbir alçağın gücü ve nefesi yetmeyecek."

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar: Dünyanın gözü her zaman üzerimizdedir, her dönemde tüm hakikatler bize çevrilmiştir. Maruz kaldığımız muhtelif sorun başlıklarını ele alırken, tarih şuurunun rehberliğiyle kararlarımızı somutlandırmalıyız. Her zaman resmin büyüğünü görmeye odaklanmalıyız. Tutarlı olacaksak başkaca bir seçenek olmadığını bilmeliyiz. Bugüne kadar akıntıya kapılıp onun bunun dolduruşuna gelerek siyaset yapmadık. Dibi görünmeyen sulardan su içmedik, korkuya hiç rehin düşmedik. Türkiye'yi yakın markaja alarak karanlık operasyonlara hedef yapmak için ellerini ovuşturanlara taviz veremeyiz. Tam tersi olursa milletin yüzüne bakamayız. "HERKESİ UYARIYORUM, HEDEF TÜRKİYE'DİR" Telaşa kapılmadan, daha soğukkanlı davranmak mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin çevresindeki sinsi kuşatma sertleşmektedir. Asıl mesele gündemi işgal eden iddiaların hem taraftarlarından hem de cesametinden çok daha ötesidir. Yerli ve yabancı mihraklar tacizlerine, şer kampanyalarına hız vermişlerdir. Herkesi uyarıyorum; hedef Türkiye'dir. Bir tezgah kurulmuştur. Türkiye'nin üzerine gölge düşmesi, siyasi ve hukuki çözülme yaşaması konusunda alçak bir rekabet maalesef devrededir. Amaç Türkiye'nin itibarını lekelemektir.  Amaç Türkiye'nin mukavemetini kırarak her türlü müdahaleye açık hale getirmektir. 6 ay içinde başka bir Türkiye'nin görüleceğini söyleyen Kılıçdaroğlu kaosun bekçisi konumundadır. MERAL AKŞENER'E TEPKİ Asıl bizi düşündüren İP'in Başkanı tarafından üstlenilen provokatörlük rolüdür. Geçen haftaki grup konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı'nı katil Netanyahu'ya benzeten ve siyonizme gülücükler saçan bu şahsın, birkaç gün sonra Rize'yi ziyaret ederek müessif olaylara sebebiyet vermesi çok yönlü incelenmeli ve mercek altına yatırılmalıdır. İP Başkanı'nın bile bile sanki toplumsal huzurluğun fitilini tutuşturmak için Rize'ye gitmesi yalnızca öngörüsüzlükle izah edilemez. Bu şahsın, Netanyahu benzetmesinden sonra Rize'ye ziyareti baştan ayağa planlıdır.  Esnaf geziyorum diyenler esnafa tekme tokat musallat olmalıdır. İP'in Başkanı ateşle oynamıştır. 1959 Uşak olaylarında oluğu gibi şiddet olaylarının ilk halkası olması için ortaya çıkarılmıştır.  AA muhabirinin ısmarlama sorusu birden bire gündeme oturmuştur. Viranşehir Savcısı'nın durumu da bir başka üzerinde durulması gereken muammalı durumdur. Şaibeli olaylar üst üste çakışmış, biri biterken diğeri başlamıştır. PKK'NIN MAKET UÇAKLI SALDIRILARI PKK, YPG'ye eğitim ve silah desteği veren ülkeler çok tanıdıktır. Alayı dost ve müttefiklikten bahsederler ancak dürüst değillerdir, utanmaları yoktur. Yüzlerine bakınca ar damarlarının çatladığını hemen görürsünüz. Suriye'deki terör kamplarında ne arıyorsunuz? diye sorsanız iblisi bile hayrete düşürecek bahaneleri öne sürerler. Petrol kokusu aldılar mı kan kokusu almış köpek balığına dönerler. "BİZ HER ŞEYİN FARKINDAYIZ" Türkiye haksızlıklara karşıdır, adaletsizliklerin karşısındadır. Küresel emperyalizmin tam olarak karşı kutbundadır. Terörle mücadelede kahramanca devam ederken, bu mücadelenin içinde yer alan asker ve devlet adamlarını itibarsızlaştırma çalışmaları hain bir amaç taşır. Biz her şeyin farkındayız. Şirret kampanyayı görüyor ve takip ediyoruz. Türkiye'nin önünü kesmek için yarış halinde olanlar el ele vermişler, yıkım ittifakının potasında birleşmişlerdir. Tekraren uyarıyorum, oyun büyüktür, oyun kirlidir, çok boyutlu ve çok aktörlüdür. Libya'daki varlığımızın rövanşını almak istiyorlar. Doğu Akdeniz'deki tavizsiz duruşumuzdan korkuyorlar. Bölücü terör örgütü PKK'ya dünyayı zindan etmemizden dolayı üstümüze geliyorlar. Boyun eğmediğimiz için, al bayrağın solmasına müsaade etmediğimiz için deliye dönüyorlar. Terörist elebaşları Sofi Nurettin ile Aydın Şimşek'i gömdük ya, işte bunu hazmedemiyorlar. 104 emekli amirale bildiri yayınlattılar kimse yemedi... Cumhur İttifakı'nı karalayın, Türkiye'yi kötüleyin diye işbirlikçilerine tembihte bulundular, küçük bir azınlık dışında inanan çıkmadı. Çabalar boşuna, hevesler beyhudedir. Türkiye sömürge devleti, karpuz cumhuriyeti, aşiretler koalisyonu değildir. Hiçbir zaman da olmamış ve olamayacaktır. Bir suç varsa, suçluların delil ve belgelerle tespiti yapıldıysa adres bağımsız Türk mahkemeleridir.  "KİMSE İÇİŞLERİ BAKANI'NIN BOYUNA TASMA GEÇİREMEYECEK" İkazen diyorum ki, hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı'nın boynuna tasma geçiremeyecek, buna kimsenin gücü yetmeyecektir. "TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİ VİDEO KAYITLARLA REHİN ALINAMAZ" Herkes yerini yurdunu bilmek zorundadır. Herkes ağzından çıkanlara dikkat etmekle mükelleftir. Türkiye'nin gündemi video kayıtlarla rehin alınamaz, sosyal medya iftiraları ile ele geçirilemez. Sayın Binali Yıldırım'ı evladıyla birlikte töhmet altında bırakmak, uyuşturucu ticareti ile ilişkilendirmek müfteriliktir. Tarafsız kalmak destek vermektir, kimsenin hakkı yok. Konu devletimizin saygınlığı ve bekasıdır. Biden lobisinin zehir saçan lobileri Türkiye Cumhuriyeti'ni düşüremeyecektir. İhanete teşne olanların bu gerçeği akıllarından çıkarmaması tavsiyemdir. Türkiye'yi düğümleyip seçime veya başka arayışlara zorlamak demokrasi düşmanlığının yansımasıdır. Türkiye bir hukuk devletidir.  Türkiye sokakta bulunmadı, harita üzerinde kurulmadı. Bağımsızlık hediye alınmadı, sınırlarımız icazetle çizilmedi, varsa kendine güvenen çıksın karşımıza... Eğer devletimizi, eğer milletimizin tarihi haklarını can pahasına savunamazsak bu beden hepimize haram olsun. Hiç kimse hayal peşinde koşmamalı, içinden geçtiğimiz dönemde herkesin sağduyunun rehberinde hareket etmesi, toplumsal huzurun korunması hususunda sorumlu davranması tarihi bir görevdir. biz hükümetimizin yanındayız. 7 düvelin karşısındayız çünkü biz Cumhur İttifakı'yız. Hep birlikte Türkiye'yiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu farklılaşma üzerine değil kucaklaşma üzerine şekillenmiş, mutabakat sağlanarak yeni devletin dayanakları tesis edilmiştir.  AP'NİN RAPORU Milliyetçi ülkücü hareketi terörle anmak sadece terör sevicilerin harcıdır. Yayınlanan rapor Avrupa değerlerinin inkarıdır. Türkiye eleştirisinin yer aldığı raporu kendilerine iade ettiğimizi, çok net olarak kınadığımızı söylemek boynumuzun borcudur. Rapor bir Haçlı organizasyonudur ve yok hükmündedir.  Çok şükür oradan bakınca ülkücü hareketten rahatsızlık duyulması bizim doğru yolda olduğumuzun göstergesidir. Gelecek ay yıldızlı bayrağın altındadır.  Gün saflarımızı sıklaştırma günüdür. AP'nin kabul ettiği rapor aslında malumun ilanından başka bir şey değildir. Husumet cephesi kalabalıktır. Nefret salgını Avrupa'ya vebadan daha şiddetli zarar vermektedir.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 25 26